AL KALBİMİ VER BEYNİNİ

Taze fasülye + Pilav + Salata 5 ytl. TV'de kadın programı ikramımız.

En ucuzundan yemek yiyorum, karşımda TV, plastik sürahi, yapma çiçekler, muşamba masa örtüsü.

Ekranda 4-5 kişi var, önde halkımın içinden evliliğinde sorunları olan bir çift, üstesinden gelememişler 3 ay ayrı kalmışlar. Sunucu kadın el ele tutuşturup başlıyor söylevine:

- Karının elinden tutacaksın, çıkıp dolaşıyor musunuz? Dolaşın, gezmek bedava, hava bedava, su bedava değil ama mutluluk bedavaa!!

Alkış tufan kopuyor.

- Karının saçını okşadın mı hiç?
- Çok değil...
Karısı araya giriyor...
- Hiç!

Sunucu damarı yakaladı:
- Kadınlar erkeklerin kendilerini cinsel obje olarak görmesini sevmez! Şefkat ister. Bir baba gibi saçını okşamalısın. Bunları biz mi öğreticez size?
Adam bozuluyor bu lafa. "Erkek karısına babası gibi dokunamaz, ben ancak kızımın saçını babası gibi okşarım." diyor.

Program benim için bitiyor. İki şey var aklımda, birincisi satılmayacak hiç bir şey olmadığına inanan bütün bir reklam sektörüyle birlikte program yapım şirketleri ve bunları yayınlamakla semiren, çok para kazandığı için de kendisini önemli sanan bu elit gerizekalı kitlesinden duyduğum tiksinti. Bir gün paraya kıyıp 5 ytl'lik bu menüden ardarda 10 tane tükettikten sonra canlı yayında sunucunun boynuna dolanıp ağlayarak içimi dökmek istiyorum. Umarım bu hepimizi rahatlatır.

İkinci mevzu ise kadınların baba sorunsalı. Kafam yeterince bozuksa kadınların erkeklerle olan ilişkilerinde çıkan sorunların %95'inin babalarıyla alakalı olduğunu iddia ve ispat edebileceğimi düşünüyorum. Hem kendi yaşantımda, hem de çevremdeki ilişkilerde kadınların babalarından muzdarip olmadığını görmek kısmet olmadı hiç. Bu da ister istemez mevzuyu erkeklere, daha doğrusu babalara getiriyor. Babalar ile kızlar arasındaki ilişki kızlarını dünyada onlardan daha çok ve daha iyi sevebilecek bir erkek bulunmadığına dayanırken, mevzu babaların koydukları hedefe ulaşıp ulaşamadıkları noktasında düğümleniyor. Romantik ilişki içinde erkeğin kadına göstereceği şefkat dolu her yaklaşım babayla teraziye konup bir denge tutturulamayacak, bir taraftan babaya lanet okunurken, karşıdaki erkeğe allah ne verdiyse çektirilecektir.

Olaya böyle yaklaşınca olması gerekenden fazla Freud'çu bir görüntü çıkıyor ortaya, ama psikoloji biliminin Freud tez, sentez ve antitezlerinden oluştuğunu düşündüğüm için bundan çekinmiyorum.

Alakasız bir biçimde bağlamak gerekirse, erkeklerin duygularını gösterememeleri konusunda hemfikir olan kadın alemine diyorum ki; gelin bir anlaşma yapalım, bundan sonra kadınlar ne düşündüklerini açıkça belli etsinler, erkekler de ne hissettiklerini.

Olacak şey mi?

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Bu sitede akıllı makaleler büyük bir aralığı görebilirsiniz [url=http://apple-televizor.ru/]http://apple-televizor.ru/[/url]