IBM TURKO

Güzel ülke Türkiye'de çalışan kara kuru insanların sürekli yokluk çekmesine, işsizliğine, ölmesine alışkınız. Yörsan işçilerinin uzun süren direnişinin ardından kazandığı zafer epey sürpriz oldu aslında. Daha da aslına bakarsak anayasal bir hak olan sendikalaşma [1] çabaları sebebiyle işten çıkarılanların işine geri dönmesi bir zafer değil olsa olsa işverenin türlü çeşit oyunlarından birinin sona ermesidir.

Tuzla Tersanelerindeki can pazarı sürerken bunun önüne geçebilecek önlemlerin alınma teminatı yine sendikalaşmadır. Ortak kaderi paylaşan insanların işbirliğinden daha doğal ne olabilir ki? Ama isterseniz bunu bir de işveren açısından düşünebilirsiniz. Ankara Ticaret Odası'na, TÜSİAD'a MÜSİAD'a üye olan işverenlerin işyerlerinin kapatıldığını falan bir düşünün. Düşünülecek gibi değil değil mi?

Ama asıl yazmak istediğim bunlar değil. Bütün bu diğer iş kollarındaki sendikal mücadele sürüp giderken şimdi öğrendiğime göre bilişim sektöründe de bir hareketlenme söz konusu. 400 IBM TÜRK çalışanının 209 tanesi TEZ KOOP-İŞ'e üye olarak toplu sözleşme ve grev hakkını bir güzel kazanmış. [2] Peki ne olmuş? İşveren hayhay madem ki örgütlendiniz buyrun oturalım konuşalım mı demiş? Dememiş. Ama başka şeyler demiş.

Şimdi bu işler bir kitapta yazar, işini o kitaba uyduran da istediğini yapar. Mesela 2821 sayılı sendikalar yasasında 28 adet iş kolu var ve siz birini seçmek zorundasınız ve seçtiğiniz iş kolunda çalışıyor olmalısınız. Bilişim sektörü gibi yeni sayılabilecek bir iş kolu da takdir edersiniz ki yasa koyucunun genişş dünya görüşünden nasibini alamamış ve listede geçmiyor. Geçen iş kollarına bir bakalım:

1.Tarım ve ormancılık, avcılık ve balıkçılık, 2.Madencilik, 3.Petrol, kimya ve lastik, 4.Gıda sanayi, 5.Şeker, 6.Dokuma, 7.Deri, 8.Ağaç, 9.Kağıt, 10.Basın ve yayın, 11.Banka ve sigorta, 12.Çimento, toprak ve cam, 13.Metal, 14.Gemi, 15.İnşaat, 16.Enerji, 17.Ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar. 18.Kara taşımacılığı, 19.Demiryolu taşımacılığı, 20.Deniz taşımacılığı, 21.Hava taşımacılığı, 22.Ardiye ve antrepoculuk, 23.Haberleşme, 24. Sağlık, 25. Konaklama ve eğlence yerleri, 26. Milli savunma, 27. Gazetecilik, 28. Genel işler

IBM Türk çalışanları da bakmış, bakmış, bakmış, 17. maddedeki büro kelimesi akıllarına yatmış ve bu iş kolunda örgütlenmişler.

İşveren gelmiş, o da bakmış bakmış, demiş ki yok arkadaş benim itirazım var siz büro çalışanı değilsiniz. Ama benim tahminim aslında hangi işkolunda olmaları gerektiğini de söylememiştir.

Ben de bakıyorum bakıyorum, bu 28'den birini tam seçeçekmiş gibiyken gene aklım karışıyor.

Ancak IBM TURK çalışanlarının kafası karışık değil, diyorlar ki, IBM TURK 1980 öncesinde (Ahh şu 12 Eylül öncesi yok mu!) BİL-İŞ sendikasını muhatap alıp üstüne toplu iş sözleşmesi de imzalamış. Üstelik kaderin cilvesine bakın ki BİL-İŞ de büro iş kolundaymış.

Onu bunu bırakalım da parmağın işaret ettiği yere bakalım burada mühim olan ne? 209 kişinin anayasal haklarını kullanmaya çalışmaları mı? Yoksa işverenin yan çizme çabaları mı?

[1] T.C Anayasası

MADDE 51. – (Değişik: 3.10.2001-4709/20 md.) Çalışanlar ve işverenler, üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahiptir. Hiç kimse bir sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz.

[2] http://bilisimsendikasi.org/?page_id=17

Hiç yorum yok: